Türkiye Kadın Girişimciler Derneği’nden (KAGİDER) yapılan açıklamaya göre, derneğin pandemi sürecinde gerçekleştirdiği online canlı yayın buluşmaları “Dijital Sohbetler”, bu hafta “Afrika Kıtası, Girişimcilerin Yeni Rotası” başlığıyla gerçekleştirildi.
Etkinliğin açılışında konuşan DEİK Türkiye-Ruanda İş Konseyi Başkanı ve DEİK Türkiye-Mozambik İş Konseyi Başkanı Barutoğlu, Afrika’nın sunduğu ekonomik fırsatlara değindi.
Dünyanın diğer ülkeleri ve kıtaları açısından bakıldığında Afrika’da büyük ihtiyaçlar ve büyük fırsatlar bulunduğunun görüldüğünü aktaran Barutoğlu, şunları kaydetti:
“Covid-19 ile birlikte tüm dünyada olduğu gibi Afrika pazarında da ekonomik daralma yaşandı. Bununla birlikte gıda, sağlık ve lojistik sektörlerinin önemi öne çıktı. Türkiye ile Afrika arasındaki ticaret hacmi 26 milyar dolar civarında. Bu ticaretin yüzde 60’ı Kuzey Afrika ülkeleriyle, yüzde 35’i Sahra Altı ülkeleriyle yapılıyor.
Son yıllarda Türk dizilerinin Afrika’ya girmesi, büyükelçiliklerin ve ticaret müşavirliklerinin açılması, 42 ülkede ikili ilişkiler için yoğun çalışmalar yapılması sayesinde Afrika’da Türkiye’ye sıcaklık ve merak duyulmaya başlandı.”
Barutoğlu, bu sayede Türkiye’nin, Afrika geneliyle ve özellikle Sahra altı ülkeleriyle büyük bir muhabbeti olduğunu belirtti.
“AFRİKA, YENİ FIRSATLARA AÇIK BİR PAZAR”
DEİK Afrika Koordinatör Başkan Yardımcısı ve DEİK Türkiye-Togo İş Konseyi Başkanı Berna Akyıldız da Afrika’nın avantajlı özelliklerinden bahsetti.
Afrika’nın, pandeminin etkisiyle dünya ekonomisinin daraldığı bir zamanda yeni fırsatlara açık ve müthiş bir pazar olduğunu vurgulayan Akyıldız, şu bilgileri verdi:
“Ürettiğimiz her şeyi satabileceğimiz, her türlü sektörün iş yapabileceği bir kıta. Güven köprülerini kurarsanız iş yapmak giderek kolaylaşıyor. Afrikalılar Türk ürünlerini çok beğeniyor. Çünkü ürünlerimiz Avrupa’dan çok uygun fiyatlı, Çin’den daha kaliteli. Türk dizilerinin de etkisiyle Türklere duyulan bir sevgi var. Afrikalılar Türklerle iş yapmayı çok istiyor. Bütün dünyanın gözü Afrika’da ama Afrika’nın gönlü bizde.”
“FİLDİŞİ SAHİLİ, TÜRK YATIRIMCILAR İÇİN FIRSATLAR BARINDIRIYOR”
Türkiye’nin Abidjan Büyükelçisi Yonca Özçeri ise Fildişi Sahili’nin dünyanın en büyük kakao üreticisi olduğunu hatırlatarak, “Ayrıca, tatlı patates, kaju fıstığı, Brezilya cevizi gibi ürünler üretilerek ihraç ediliyor. Petrol ve doğal gaz üretimi ve kıymetli maden üretimi var” ifadelerini kullandı.
Buraya gelmek isteyen Türk iş insanları için zaman yönetiminin alışılan rutinlerle örtüşmeyebileceğini aktaran Özçeri, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Yüz yüze temas, birlikte zaman geçirmek, güven ilişkisi kurmak önemli. Türk malları Fildişi Sahili pazarında Avrupa pazarından daha uygun fiyatlı ürünler olarak biliniyor. Fildişi Sahili’nde benim önerim işlerin küçük adımlarla başlatılıp yavaş yavaş ilerletilmesinden yana. Çalışma pratiklerine aşina olundukça karlı işler yürütülebilir. Bu bölge medikal ürünler, sağlık turizmi, kozmetik, ev tekstili, hazır giyim, ev ve mutfak eşyası, yatırım, su ve elektrik dağıtım teknolojileri, lojistik, tarım gibi sektörlerde iş yapan girişimciler için fırsatlar barındırıyor.”
“KADIN GİRİŞİMCİLERİ DIŞ TİCARETTE GÜNLENDİRMELİYİZ”
KAGİDER Başkanı Emine Erdem, kadın girişimcileri dış ticarette güçlendirmenin önemine işaret etti.
Türkiye’de kadınlarda oldukça yüksek girişimcilik potansiyeli olduğunu ancak kadınlardaki bu potansiyelin hayata ve dış ticarete yansımadığını gördüklerini aktaran Erdem, şunları kaydetti:
“Ülkemizde kadın girişimci oranı yüzde 13 civarında ve 71 bin ihracatçı firmanın sadece yüzde 7,3’ü kadınların sahip olduğu şirketler. Kadın girişimcilerin gelecek planlarının içinde, ‘mevcut girişimler ile yurt dışında faaliyet gösterme’ gündemi yüzde 64’lük oranla ön planda. Bu sonuçlar bize kadın girişimcileri dış ticarette güçlendirmek için yaptığımız çalışmaların, bu amaç için çizilecek yeni yol haritalarının ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.”
NTV