Silifke ilçesinin 30 kilometre kuzeyinde yer alan antik kent, bugünlere kadar korunan sütunlu caddesi, tapınakları, anıtsal çeşmeleri ve tiyatrosuyla yılın her periyodunda tarih meraklılarının ilgisini çekiyor.
Helenistik Çağ’da Olba (Ura) Krallığı’nın ibadet yeri olan antik kent, ziyaretçilerini birinci olarak 7 metre yüksekliğindeki “Tören Kapısı” ile karşılıyor.
Kapının akabinde tarihi çeşmesi görülen antik kentte, geniş bir avluda yer alan ve 36 büyük sütunla çevrili olan Zeus Tapınağı’na ulaşılıyor.
Uzuncaburç’ta, yaklaşık 1900 yıl evvel Roma İmparatorluğu devrinde inşa edilmiş olan 3 bin kişi kapasiteli antik tiyatro da yer alıyor.
Bizans periyodunun akabinde 1071’de Türklerin Anadolu’ya girmesiyle Türk çağının başladığı antik kente, kentin sembolü yüksek burçtan ötürü “Uzuncaburç” ismi veriliyor.
Arkeolojik çalışmaları Mersin Üniversitesi Arkeoloji Kısmı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ümit Aydınoğlu başkanlığındaki grup tarafından antik kent için hazırlanan, Kültür ve Turizm Bakanlığınca da kabul edilerek 2021 yatırım programına alınan onarım ve rölöve çalışmalarının bu yıl başlaması planlanıyor.
Uzuncaburç’taki tarihi tiyatroyu merkeze alan çalışmalarda antik kentin özgün halinin korunarak turizme kazandırılması hedefleniyor.
BÖLGEDEKİ 11 MESKENİN KAMULAŞTIRILMASI YAPILDI
Mersin Valisi Ali İhsan Su, anti kentteki incelemelerinin akabinde yaptığı açıklamada, Uzuncaburç’un kentin en kıymetli turizm destinasyonlarından biri olduğunu söyledi.
Onarım çalışmalarının arkeolojik yapıtların projelendirilmesiyle başladığını belirten Su, “Antik tiyatro, Temenos Duvarı ve Helenistik Kule’nin projeleri hazırlandı. Çalışmalar bu yıl antik tiyatronun onarımıyla başlayacak. Bölgede 11 mesken var, bu meskenlerin kamulaştırılması da yapıldı. Onarım çalışmalarının akabinde konutları turizme kazandıracağız. Bunlar, konukların gereksinimlerine nazaran butik otel, kafe, stant meskeni üzere maksatlarla projelendirilecek” dedi.
Su, bölgedeki hafriyatlarda yaklaşık 1 kilometre uzunluğunda Roma yolunun ortaya çıkarıldığını da vurgulayarak, şöyle konuştu: “Uzuncaburç için çok özel bir destinasyon projesi yapıyoruz. Buraya gelenler hem antik kenti ziyaret edecek hem bungalov konutlardan yararlanacak. Tıpkı vakitte Roma yolunda trekking yapıp, Narlıkuyu’ya inebilecekler. Proje bittiği vakit buranın turizm cazibesini inşallah çok daha iyi bir noktaya getirmiş olacağız. Çalışmalarımız süratle devam ediyor. Etraf düzenlemesi dahil tüm çalışmaları en kısa müddette tamamlayıp, konuklarımızın hizmetine sunacağız.”
“ANADOLU’NUN MAHALLÎ HALKLARINDAN İTİBAREN YERLEŞİM GÖRDÜĞÜNÜ DÜŞÜNÜYORUZ”
Hafriyat lideri Aydınoğlu ise Uzuncaburç’un, Helenistik devrin en kıymetli kentlerinden biri olduğunu vurguladı.
Antik kentin, periyodu için kutsal alanları barındırdığını aktaran Aydınoğlu, “Antik kentteki Zeus Tapınağı, Zeus olarak isimlendirilen allaha atfedilen ve tüm bölgenin dini merkezi olarak süreç gören çok büyük bir yapı. Temenos diye isimlendirilen etrafındaki duvarı, tapınağı, anıtsal giriş kapısıyla birlikte tahminen de Helenistik periyodun antik dünyadaki en büyük yapılarından biri. Bu nedenle Uzuncaburç’u bir dini merkez ve bölgeni başşehri olarak tanımlayabiliriz.” sözünü kullandı.
Aydınoğlu, Uzuncaburç’un etrafıyla güçlü bir etkileşiminin olduğuna dikkati çekerek şöyle devam etti: “Uzuncaburç, etrafına çok hakim bir antik kent. Başşehir olmasından kaynaklı olarak tüm etrafla, Faziletli ve Silifke ilçeleriyle bağlantısı var. Kıyı yollarının tamamının buraya bağlandığı görülebilir. Birçok yolla buraya ulaşabilirsiniz ki bu durum, antik kent devrinde de günümüzde de böyledir. Etrafında kırsal yerleşimler, kaleler, kuleler var. Bu, başşehri korumak ve kollamak içindir. Ziraî alanda da baktığımızda bölgedeki antik çiftliklerin tamamı antik kent etrafına yayılmıştır.”
Tarihi yerin konut sahipliği yaptığı antik tiyatroya da değinen Aydınoğlu, “Uzuncaburç’taki antik tiyatro, bizler için çok kıymetli. Son yıllarda burada arkeolojik hafriyatlar yaptık. 3 bin kişilik kapasiteye sahip, çok iyi korunmuş bir antik tiyatro. Sahne binası iki katlı bir yapı. Sarsıntı nedeniyle üst yapısı çökmüş fakat toprak altından olduğu üzere çıkardık. Burasının onarımıyla ilgili proje başlatıldı, suradan geçti. Hem onarım hem güçlendirme çalışmalarına Kültür ve Turizm Bakanlığımızın dayanaklarıyla bu yıl içerisinde başlamayı planlıyoruz.” sözünü kullandı.
Aydınoğlu, bölgede milattan evvel 3. ve 2. yüzyıla tarihlenen yapılar olduğuna dikkati çekerek, “Özetle 2 bin 300 yıl öncesine uzanan bir mimari yapılanma kelam konusu.” dedi.
“Uzuncaburç’un yapılaşma manasında Anadolu’nun mahallî halklarından itibaren yerleşim gördüğünü düşünüyoruz.” diyen Aydınoğlu, bölgedeki kültürel yapıyla ilgili araştırmaların sürdüğünü söz etti.
Antik kenti çevreleyen duvarlarda bugüne kadar ulaşmış değerli bir yazıtın da olduğunu vurgulayan Aydınoğlu, “Antik kenti çevreleyen duvardaki yazıtta, Büyük İskender’in generallerinden 1. Seleukos Nikator’un buraya geldiği ve Zeus Tapınağı’nın çatısını onarttığı yazıyor. Bu yazı bize buranın en azından milattan evvel 3. yüzyılda kutsal olduğunu kanıtlıyor. Bu olay bizim için çok önemli” diye konuştu.
NTV
