Cumhurbaşkanı Tatar, yaptığı yazılı açıklamada, Rum başkan Anastasiadis’in, AB Dış Bağlar ve Güvenlik Siyaseti Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ile Brüksel’de yaptığı görüşmede, “Türkiye, Doğu Akdeniz’deki doğal gaz çalışmalarını durdurmalı, Türk tarafı Maraş açılımına son vermeli, KKTC ve Türkiye iki devletli tahlil teklifinden vazgeçmeli.” kurallarını öne sürdüğünü hatırlattı.
Anastasiadis’in, bu kuralların kabul edilmemesi durumunda haziranda AB-Türkiye münasebetlerinin ele alınacağı AB Tepesi’ni veto edeceğini açıkladığını aktaran Tatar, şunları kaydetti:
“Anastasidis’in ileri sürdüğü bu kaideler AB, Türkiye ve KKTC’ye yönelik tehdit ve şantaj içerirken, bu kaidelerin tarafımızdan kabul edilmesi asla mümkün değildir. Rum tarafının hegemonyacı tavrına boyun eğecek değiliz. Bölgenin en büyük ve en güçlü ülkesi Türkiye tarafından desteklenen ve Cenevre’de masaya koyduğumuz hâkim iki eşit devlete dayalı tahlil teklifimizden vazgeçecek değiliz. Maraş açılımı ile Doğu Akdeniz’deki doğal gaz çalışmaları da devam edecektir.”
“AB’NİN VERDİĞİ KELAMLARI HATIRLATMAKTA FAYDA VARDIR”
Tatar, Rum tarafının bu kadar cüretkar olması, şantaja başvurması ve tehditler savurmasının ana nedenlerinin başında da AB’nin Rum kesitinin siyasi nedenlerle, haksız ve tek taraflı formda üyeliğe alması ve Kıbrıs konusunda Rum yanlısı bir tavır izlemesinin geldiğini; AB’nin bu tavrının çözümsüzlüğe hizmet ettiğini vurguladı.
Kıbrıs konusunda tarafsızlığını yitiren AB’nin, Rum-Yunan ikilisi ile Türkiye’ye “AB üyesi olmak istiyorsan Kıbrıs problemi bizim istediğimiz biçimde çözümlenmeli” baskısında bulunduğunu belirten Tatar, bunun bir tehdit ögesi olarak kullanıldığını fakat tıpkı AB’nin, GKRY ile Yunanistan üyeliğe alırken Kıbrıs konusunun çözülüp çözülmemesine bakmadığını anımsattı.
Tatar, “2004 yılında yapılan Annan Planı referandumu sürecinde de AB’nin verdiği kelamları hatırlatmakta fayda vardır. AB, ‘referandumda Kıbrıs Türkleri evet derse AB ile müzakerelerinde Kıbrıs konusu bir defa daha Türkiye’nin önüne mani olarak konulmayacak’ kelamını vermişti lakin ne var ki AB, verdiği öbür kelamlar ile birlikte bu kelamını de yerine getirmedi. Kıbrıs konusu hala daha Türkiye’nin önüne mani olarak konulurken, kabul edilemeyecek kaideler ileri sürülmektedir.” sözlerini kullandı.
“TEMENNİMİZ AB’NİN ADİL OLMASIDIR”
Kıbrıs Türk halkının Rum devletine dönüşen Kıbrıs Cumhuriyeti’ne yamalanmaya ve Rumların azınlığı olmaya zorlandığını belirten Tatar, bunları da kabul etmenin mümkün olmadığını ve Türkiye ile belirledikleri yolda yürümeye devam edeceklerini söz etti.
Tatar, şunları kaydetti:
“AB üyesi olan Güney Kıbrıs ile Yunanistan, tehdit ve şantajla AB’yi kullanarak Kıbrıs bahsiyle ilgili olarak KKTC ile Türkiye’ye dayatmalarda bulunurken AB’nin Rum İdaresi önderi Nikos Anastasiadis tarafından ileri sürülen kaideler karşısında nasıl bir tavır takınacağı da tarafımızdan izlenecektir. Temennimiz, AB’nin Rum tarafının koşullarına reaksiyon göstermesi, Rum yanlısı tavrından vazgeçmesi ve adil olmasıdır.”
VEREM AŞISI COVİD-19’U ÖNLER Mİ?
NTV