Prof. Dr. Ateş Kara, artan corona virüs hadiselerine ait kıymetlendirme yaptı. Prof. Dr. Kara, Ankara’da tatil dönüşlerinin başlaması nedeniyle hadiselerin arttığını belirterek, “Bizim kendimizi inançta hissettiğimiz alanlarda maske kullanımının muhtaçlık olmadığını düşünmemiz bizdeki sayıların bu türlü artmasına neden oldu. Mesken içinde arkadaşlarımızla ya da komşularımızla bir ortaya gelip çay içerken maskeyi çıkardığınız anda tahminen komşunuz ya da siz asemptomatikseniz komşunuza bulaştırıyorsunuz ya da komşunuz size bulaştırıyor. Tatillerden dönüşün olduğu periyot sonrasında 1 şahısken 2 şahsa, 2 şahısken 4 şahsa bulaştıracak formda devam etti. Ankara onun yansımalarını yaşıyor. Türkiye’nin öteki vilayetlerinde de benzeri bulgularımız olabilir” dedi.
“MASKENİN ÇIKARILMASI SAYILARI YÜKSELTİYOR”
Prof. Dr. Kara, tüm dünyada sayılarda yükselme olduğuna dikkat çekerek, “Rahatlama, tahminen bizlerin ‘virüs bitti’ algısı, yorgunluklarımız, eş-dost görme gereksinimi, ‘tedavisi de var’ üzere algımız bunlarla üst üste gelince rahatlamanın tesiri ile tekrar hadise sayısında yükselme başladı. Muhakkak alanlarda ahengimiz iyi, belirli noktalarda da kaçırıyoruz. Bakanlığın sunduğu datalara bakıldığında hadiselerin ortaya çıkış yerleri bireylerin kendisini daha inançta hissettiği yerler. Siz kendinizi nerede rahat ve inançta hissedersiniz; konutunuzda yahut yakın arkadaşınız yanında, meskeninde. Maskenin çıkartılması sayıların hafif üste çıkmasına neden oluyor. Maskeye, aralığa dikkat edersek kışın da olsa, sonbahar da olsa biz bu virüsün üstesinden geliriz. Ancak bu halde devam edecek olursak sayıların artma ihtimali daha yüksek” diye konuştu.
“ÇOCUKLAR DA YÜRÜYEN BİRER VİRÜS KAYNAĞI OLABİLİRLER”
Çocukların büyük kısmında semptom görülmediğine dikkat çeken Prof. Dr. Kara, “Maske uygulamasının olduğu toplumlarda çocukların yüzde 95’inde bir bulgu göstermiyor. 15 yaşından büyükler neredeyse yetişkinler üzere, 12-15 yaş ortasında biraz daha semptomlar ortaya çıkabiliyor, küçük çocuklarda semptomlar az. 100 çocuğun 5-6’sında semptom çıkıyor. Biz evdeyken, çocukları konutta tutarken, büyüklerimiz konutta kalırlarken sokağa çıkan ya da risk alan çocuk çok azdı. O nedenle de neredeyse hiç çocuk hadisesi görmüyorduk. Ne vakit ki çocuklar birbirleriyle temas etti, yetişkinler ile karşılaştığı için o yüzde 5 sayısı bin çocuk olursa 50, 10 bin çocuk olunca 500 oluyor. Tahminen 500 çocuktan 4’ü yahut 5’i hastaneye yatıyor. Evet çocuklar daha az hastalanıyor gerçek; lakin hastalanıyor, çocuklar virüsü motamot yetişkinler üzere alıyorlar ve en az yetişkinler üzere atıyorlar. Bu yüzden çocuklar da yürüyen birer virüs kaynağı olabilirler. Lütfen bu bakımdan dikkatli olalım. Çocuklarımızın zarurî olmadıkça dışarıya çıkmalarına müsaade vermeyelim” tabirini kullandı.
“ÇOCUĞUN ÖDEDİĞİ BEDEL NEDİR BUNA BAKMAK LAZIM”
Prof. Dr. Kara, “Eğer biz çocuklarımızı kurallara uygun biçimde, tekliflere uygun formda konuttan çıkartır, tekliflere uygun formda servislerde, özel araçlarda ya da yürüyerek okullara götürebilirsek, önerilen halde okul içine alabilir, okul içinde de sayıyı çok kısıtlı tutarsak, bir risk olur mu, evet risk olacaktır; ancak çok düşük olacaktır. Dışarıda olmasından tahminen risk daha düşük olacaktır. Büsbütün meskende kalıp hiç dışarıya çıkamayan çocuğun ödediği bedel nedir buna bakmak lazım. Bir çocuk büsbütün konutta kaldığında gelişim, arkadaşlık bağları, paylaşım, öğrenme bunların hepsinden özveride bulunuyor, bunun için bir bedel ödüyor demektir. Sanki bu ödediğimiz bedel mi, her türlü tedbiri aldığımız, en aza indirdiğimiz riski mi alalım? Bunları tartıya koyarak karar vermek lazım” dedi.
“EVDE BULGUSU OLAN VARSA ÇOCUĞU OKULA GÖNDERMEYECEK”
Konutunda birlikte yaşadığı bireylerde corona virüs semptomları olan lakin kendisinde belirti olamayan çocuklara da dikkat çeken Prof. Dr. Kara, “Etrafındaki büyüklerde bir bulgusu olan bir çocuk varsa ebeveyn olarak bizim sorumluluğumuz orada başlıyor. O çocuğun ailesinin şunu değerlendirmesi lazım; benim çocuğumda virüs olabilir, bir diğerine taşımasın. Okula göndermeyecek. Çabucak sıhhat merkezine gidecek, ‘bizim konutumuzda bu türlü bir şey var; ancak benim çocuğumun bulgusu yok, okula gidiyor ne yapalım’ diyecek. Test yapılır, muayene edilir, ona nazaran de okula gidebilir yahut ‘bir kaç gün meskende kalsın, takip edelim’ denilebilir. Tahminen o okula gittiğinde öbür arkadaşına bulaştırabilir, öbür arkadaşında da bir bulgu olmaz; ancak konuta götürür. Bizim bunların önünü kesecek biçimde hareket etmemiz lazım. Bu türlü bir durumda konutta bir sorun varsa çocuğumuzu konuttan çıkarmayacağız. Servis içinde biz çocuğumuzun maskesine, arasına dikkat edeceğiz” tabirini kullandı.
NTV
