Hakkari’de gittiği özel kreşte nefes borusuna kaçan börek hamuru nedeniyle bitkisel hayata giren Cevahir Kutsal Akar’ın (6) ailesinin şikayeti üzerine kreş yetkilileri ve sorumlu öğretmenler hakkında soruşturma başlatıldı.
Şükran-Recep Akar çiftinin tek çocukları Cevahir Kutsal Akar’ın 12 Kasım 2019’da gittiği özel bir kreşte, nefes borusuna börek hamuru kaçtı. Nefes alamayan küçük kız, Hakkari Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı.
Birinci müdahalenin akabinde Van Bölge Eğitim Araştırma Hastanesi’ne sevk edilerek burada 3 ay tedavi altında tutulan Kutsal, daha sonra Sıhhat Bakanlığı’nca tahsis edilen ambulans uçakla Ankara Kent Hastanesi’ne götürüldü. 4 ay burada tedavi altında tutulan çocuk, corona virüs salgını nedeniyle ambulans uçakla tekrar geri gönderildi. Yatağa bağımlı kalan, konuşup, yürüyemeyen Cevahir Kutsal, konutta hayat çabası veriyor.
“BUGÜNE KADAR BOĞULMA TEHLİKESİ GEÇİRMEMİŞTİ”
Akar ailesi, kızlarının bu hale gelmesinden sorumlu tuttukları kreş idaresi ve öğretmeni hakkında Hakkari Cumhuriyet Başsavcılığı’na hata duyurusunda bulundu.
Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturma kapsamında, İstanbul Isimli Tıp Kurumu’ndan rapor istendi. 2’nci İhtisas Heyeti’nce hazırlanan raporda, annenin tabirine yer verildi. Anne Şükran Akar, 8 Haziran 2020’de Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği sözünde, “Kızım kreşteyken boğazına yemek artığı takılarak, nefessiz kalması üzerine hastaneye kaldırıldı. O tarihten itibaren ağır bakımda kaldı. Kızımın doğduğundan beri beyincik küçüklüğü rahatsızlığı vardı. Bu rahatsızlık kaslarının zayıf olmasına neden oluyordu. Bu nedenle yutma bozukluğu da vardı. Fakat ben çok dikkatli olduğum için ve büyüdükçe ilerleme gösterdiğinden son devirlerde yutma ile ilgili hiçbir sorunu yoktu. Fakat ben, tekrar de kreş idaresini bu hususta bilgilendirmiştim. Kızıma öğretmenlerin yemek yedirmesi gerekiyordu. Tek başına hiçbir şey yememesi gerekiyordu. Meskende de daima ben yediriyorum. Kızım bugüne kadar hiçbir vakit boğulma tehlikesi geçirmemişti” dedi.
“YAŞAMINI TEHLİKEYE SOKTU”
2’nci İhtisas Heyeti’nin hazırladığı 5 sayfalık raporun sonuç kısmında ise “12 Kasım 2019 tarihinde meydana gelen (aspirasyon) boğazına yabancı cisim kaçması hadisesinde mağdur olan küçüğün kendisinde mevcut serebellar hipoplazi ve hipotoni hastalığı bulunduğu, bu hastalıklarına bağlı olarak küçüğün kendisinde yutma zahmeti (aspirasyon riski) olduğunun tıbben bilindiği cihetle küçüğün denetim altında beslenmesinin uygun olduğu, her türlü ihtimama ve dikkate karşın aspirasyon hadisesinin tekrar de meydana gelebileceği, küçükte meydana gelen boğazına yabancı cisim kaçmasına bağlı hipoksik iskemik ensefalopatiye neden olan durumun; küçüğün ömrünü tehlikeye soktuğu, üzerindeki tesirinin kolay bir tıbbi müdahale ile giderebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığı, oy birliği ile mütalaa olunur” denildi.
“KIZIM İHMAL KURBANI OLDU”
Verilen rapora çok üzüldüklerini söyleyen baba Recep Akar, kameralara da yansıyan vakada kızının can çekiştiğini belirtti. Kızının ihmal kurbanı olduğunu sav eden baba Akar, şunları söyledi:
“Boğazına takılan cismi çıkarmak için arkadaşlarından yardım istiyor. Arkadaşlarını dürterek, haber veriyor. Öğretmen de o sırada telefonda konuşuyor. Telefonda konuştuğu için kızımı fark edemiyor. Kızım can çekişerek, yardım çığlıkları atıyor. Öğretmenin kızıma rastgele bir birinci yardım müdahalesinde bulunmayarak, müdahale edeceği yerde, tam bilakis kolundan tutup, çekiştiriyor. Müdahale edip, sırtına vurabilirdi. Telefonda konuşmasaydı tahminen de kızım ömür uzunluğu bitkisel hayatta kalmazdı. Asla bunun tedavisi yok. Kızımı bu duruma düşürenlerin bir an evvel yargı önünde en ağır formda hesap vermelerini istiyorum. Tabiplerin dediğine nazaran, yalnızca kalbi çalışıyor. İstanbul Isimli Tıp Kurumu bize karşılık olarak demek istiyor ki ‘Kızının, kreşte bu hadise başına gelmeseydi, meskende gelecekti.’ Kızım bu yaşına kadar bu türlü bir hadiseyle karşılaşmadı. Konutta hassasiyetle yaklaştığımız için bu türlü bir şey olmadı. Resmen kaderinize razı olacaksınız deniyor. Kızım ihmal kurbanı oldu. Kızımın gittiği kreş hiçbir şey olmamış üzere açık ve kapatma cezası verilmedi. Gelen raporda neredeyse kızımı hatalı görecekler, cezaevine atacaklar. Kızım daha evvel koşuyordu, oynuyordu, ‘baba, anne’ diyordu, olağan her çocuk üzere hayatını sürdürüyordu. Kızım bir ömür uzunluğu artık yatalak. Buna hangi anne- baba dayanabilir. Bu bahiste ikinci bir şok yaşadık. Anne- baba yüreğini düşünerek, kızımı bu duruma düşürenlerden bir an evvel hesap sorulmasını istiyorum. Kızımın konuttaki odası adeta ağır bakım üzere.”
RAPORA İTİRAZ
Isimli Tıp Kurumu raporuna itiraz eden ailenin Avukatı Gülabi Seven de müvekkillerinin çocuklarını Hakkari Devlet Hastanesi’nin onayı ile kreşe gönderdiklerini bildirdi. Avukat Seven, Isimli Tıp Kurumu’nun hadiseye ait görüntü imgelerini incelemediğini, imajlar izlendiğinde telefonda konuşan öğretmenin ihmalinin açıkça görüleceğini kaydetti.
NTV
